CNBC-e’den “The Pacific” Açıklaması

CNBC-e’den “The Pacific” Açıklaması




Yapımcılığını Steven Spielberg ve Tom Hanks’in üstlendiği yeni HBO dizisi “The Pacific“in geçtiğimiz hafta yayınlanan 3. bölümü ülkemizde tepkilere neden oldu. Ana haber bültenlerine kadar taşınan tartışmanının konusu, dizide bir sahnede yabancı bir askerin Türklerin İzmir’i yaktığını söylemesi. Gerçek dışı bu bilgi haliyle Türk izleyicileri rahatsız etti. Diziyi 18 Nisan’dan itibaren yayınlamaya başlayacak CNBC-e kanalı da bu duruma tepki göstererek bir basın açıklaması yayınlamış. Kanaldan arkadaşlarımızın bize de gönderdiği bu metnin tamamını yazının devamında okuyabilirsiniz.


2. Dünya Savaşı’nı konu alan yapımlarla yıldızları parlayan, sinema dünyasının iki usta ismi Tom Hanks ve Steven Spielberg 2001 tarihli Band of Brothers’da biraraya geldi. Dizi, 2. Dünya Savaşı’nın Avrupa cephesini, objektif bir gözle, bir belgesel tadında anlatıyordu. Band of Brothers, büyük bütçesi, başarılı anlatımı, kurgusunun tarihi gerçeklerle örtüşmesi ve sinema tadındaki görselliğiyle döneme damgasını vurdu. Yapım, sadece eleştirmenlerinden değil, tarihçilerden ve izleyicilerden de tam not aldı.

Aynı ikili tam 8 yıl sonra yine tarihi bir yapım için biraraya geldi: The Pacific. Bu kez 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik cephesi işlenecekti. The Pacific; Band of Brothers’ın büyük başarısı ve gelmiş geçmiş en büyük bütçeli dizi olmasıyla daha fikir aşamasında merak edilmeye başlandı.

Yıllardır Türk izleyicisine en iyi yönetmenlerin en iyi yapıtlarını “dünya ile aynı anda” sunmayı hedef bilen CNBC-e de yayıncı olmak için (dizi ABD’de vizyona girmeden önce) görüşmelere başladı. The Pacific ABD’de 14 Mart tarihinde yayınlanan ilk bölümüyle büyük ses getirdi, övgü aldı. Türk izleyicisinin CNBC-e’deki yayın tarihi olan 18 Nisan’ı merakla beklediği günlerde hepimizi şaşırtan ve rahatsız eden bir diyalogla karşılaştık. 28 Mart 2010’da yayınlanan 3. bölümde bir Amerikan askeri olan Leckie ile bir Rum kadını arasındaki konuşma İzmir’i konu alıyor: 1922’de Yunan işgalinden kurtulan İzmir kasıtlı bir şekilde bir Yunan kenti gibi gösterilip Türkler tarafından istila edildiği, yakıldığı anlatıyor.

Tarihi gerçeklerin saptırılması, dünya kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulması, Pasifik bölgesini ve 1940’ları konu alan bir senaryoda bir Anadolu kenti olan İzmir’den ve 1922’den bahsedilmesi bu diyaloğun kasıtlı bir amaçla yazıldığını gösteriyor. Dizinin temel aldığı 4 kitaptan biri olan “Helmet For My Pillow” adlı kitapta yazar Robert Leckie’nin anılarında böyle bir diyalogdan hiç bahsetmemesi de bu görüşümüzü güçlendiriyor.

Türkiye yıllardır aleyhte çok çeşitli lobicilik faaliyetleriyle karşı karşıya. Dizinin tamamıyla ilgisiz olan bu sahne de benzer bir lobiciliğin ürünü. Fakat söz konusu sahneyi yapımın tamamına atfetmeyi doğru bulmuyoruz. Çünkü bu tarz lobicilik faaliyetleriyle başetmenin yolu, ses getiren yapımları yayınlamamaktan ziyade dünya çapında başarı kazanacak benzer Türk yapımları yaratmaktan ve tepkimizi uluslararası kamuoyuna daha anlaşılır ve doğru bir şekilde iletmekten geçiyor. Fakat dizinin 3. bölümündeki bu diyalogun Türk kamuoyunu rencide etmesi, tarihi gerçeklerle çelişmesi ve yayınlanmaması durumunda dizinin konu bütünlüğünü bozmaması sebebiyle bu sahnenin çıkartılacağını kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Ayrıca CNBC-e yönetimi olarak bu sahne ve niyetle ilgili rahatsızlığımızı, yapımcı şirket HBO’ya NTV Tarih danışmanlarının hazırladığı ekteki mektubu göndererek paylaştığımızı kamuoyuna saygıyla duyurur, yapımcı şirkete tepkilerini dile getirmek isteyen izleyicilerimize HBO iletişim bilgilerini aşağıda sunarız.

HBO e-posta:
sitefeedbackgeneral@hbo.com
HBO telefon: 001 212 512 1208

İDDİALARA YANIT VEREN MEKTUP

HBO yapımcılarına,

14 Mart 2010 tarihinde ABD’de ilk bölümü yayınlanan “The Pacific” dizisinin 28 Mart’taki 3. bölümünde deniz piyadesi Leckie ile bir Yunan kadın arasında geçen diyalog, tarihî gerçekleri çarpıtmış ve hem Türk hem uluslararası kamuoyu nezdinde milletimizi rencide etmiştir. Bu diyalogda Türklerin İzmir’i “istila ve talan ettiği, yakıp yıktığı” yolunda cümleler vardır.

Her şeyden önce, dizideki bu diyalogun bilinçli bir şekilde senaryoya eklendiğine dair ciddi ipuçları bulunuyor:

1. Dizinin temel aldığı 4 kitaptan biri olan Helmet For My Pillow’da, yazar Robert Leckie’nin anılarında böyle bir diyalog geçmezken, dizideki Leckie bu “istila” hikayesini üzülerek dinlemekte, onaylamaktadır.

2. Dizi 2. Dünya Savaşı’nı, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’ni, 1940’ların ve Pasifik cephesinin gerçeklerini anlatırken; seyirci konuyla ilgisiz bir şekilde 1920’lerde yağmalanmış gibi gösterilen bir Anadolu kentinin hikayesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

İzmir’in aslında Yunanlılar tarafından işgal edildiğini, Millî Mücadele tarihini hiç bilmeyen dünya üzerindeki birçok izleyici; bu sahnedeki konuşmalardan İzmir’in bir Yunan kenti olduğu, Türklerce ele geçirilip talan edildiği ve yakıldığı sonucuna varmaktadır. Oysa ki, İzmir, Aydınoğulları’ndan beri (14. yüzyıl başları) Rumların da yaşadığı bir Türk kentidir.

İzmir, Yunan ordusu tarafından 15 Mayıs 1919’da işgal edilmiş; şehir 3 yıl, 3 ay, 24 gün boyunca Yunan yönetiminde kalmış; 9 Eylül 1922’de işgalden kurtarılmıştır. Kısaca İzmir Türk talanına uğramış bir Yunan kenti değil, Yunan devletinin işgal ettiği bir Türk kentidir.

İzmir yangını konusuna ilişkin ise değişik iddialar vardır. Nurettin Paşa’ya bağlı askerlerin, kaçan Rumların veya direnen Ermenilerin yangından sorumlu olabilecekleri ileri sürülmektedir. Hatta katedralde direnen Ermenilere ait bir cephaneliğin infilâk ederek yangını başlattığına ilişkin anılar bulunmaktadır. Tarihçilerin dahi üstünde mutabık kalamadığı, emin olamadığı böyle hassas bir konuda, bu kadar kesin bir dille konuşmanın doğru olmadığının altını çizmek isteriz.

Dizinin bütünüyle ilgisi olmayan bu sahne, açık bir lobiciliğin ürünü olarak durmaktadır. Gözardı edilen bu durumun, bir milletin kurtuluş mücadelesini karaladığını belirtir; HBO’nun bu gibi yanıltıcı ve provokatif manevraların aracısı olmamasını temenni ederiz.

CNBC-e

HBO’YA TEPKİNİZİ GÖSTERMEK İÇİN BU MEKTUBU SİZ DE GÖNDEREBİLİRSİNİZ

To the attention of HBO Producers, During the third episode of the television show “The Pacific” which started airing on March 14th, 2010 in the USA, the dialogue between Marine soldier Leckie and the Greek woman is in contradiction with historical facts and aims to offend Turkey in the eyes of the international community. This scene suggests that Turks have invaded and ransacked Izmir.

First and foremost, we believe that this dialogue has been intentionally included in the script:

1. Even though a dialogue like this is not present in one of the original books the movie is based on, “Helmet For My Pillow” written by Robert Leckie, Marine Leckie sadly listens to this alleged “invasion” and agrees in the show.

2. Although the movie decribes WW2, Japan and the United States and the truth about the Pacific front in the 1940’s; the audience is strangely left to see the story of a sacked Anatolian city in the 20’s, which is total fiction.

Millions of people who don’t know that Izmir was in fact invaded by the Greeks and have no idea about the history behind our country’s struggle to become a free republic might think that Izmir was a Greek city and that it was invaded and sacked by the Turks. In fact, Izmir is a Turkish city where both Greeks and Turks live together and governed by Turkish states since the 14th century.

Izmir was invaded by the Greek army on May 15,1919; the city was besieged for 3 years, 3 months and 24 days by the Greeks and was saved by the national war waged by the Turkish people on September 9, 1922. In short, Izmir is not a Greek city that was sacked by the Turks, but rather a Turkish city that was sacked by the Greek government.

And when it comes to the great fire of Izmir, there are various theories. It is said that either the soldiers under Nurettin Pasha, fleeing Greeks or resisting Armenians might be responsible for the fire. In fact, there are some stories that suggest that the fire started in a cathedral where armory that belonged to resisting Armenians blew up. We would like to stress that it is not ethical to suggest statements in such a certain manner in a situation even when historians don’t agree upon them.

This scene, which has apparently nothing to do with the entire concept of the show, looks like a clear case of lobbying. Once again, we would like to point out that this situation is blackening the independance struggle of a nation and wish that HBO would not be a mediator for misleading and provocative maneuvers such as this one.

CNBC-e

MEKTUBU GÖNDERECEĞİNİZ E-POSTA ADRESİ

HBO e-posta:
sitefeedbackgeneral@hbo.com

HDM'e Duyarlılığından Dolayı Teşekkürlerimi İletirim..